Reklam

Reklam

RÜZGAR ENERJİSİ

Rüzgar enerjisi santralleri puant yüke destek veren enerji santralleridir.Türkiye'deki rüzgar hızının enerji ihtiyacının yüksek olduğu zamanlarda arttığı bilinmektedir. Bu sayede rüzgar enerjisi santralleri günlük ve mevsimlik azami ihtiyaçların karşılanması için kullanılabilir.
Temel yük enerji santralleri (ör. termik ve nükleer santralleri) yılda yaklaşık 6.000 ila 7.000 saat, orta yük enerji santralleri (kömürlü termik santraller ve doğal gaz santralleri) ise normalde yaklaşık 4.500 saat çalışmaktadır. Buna karşın rüzgar enerjisi santralleri (Türkiye'nin Ege kıyılarında) yılda yaklaşık 3.500 saat çalışmaktadır. Geleceğin yeniden kıllanılabilir enerji kaynakları çok sayıda birbirinden farklı enerji üretim tesislerinden oluşmak zorundadır.
Yukarıda bahsedilen enerji santrallerinden hiçbiri tek başına güvenli bir enerji kaynağı garanti edemez. Türkiye çapındaki kurulu tüm enerji santralleri, tekil enerji santrallerinin devre dışı kalması durumunda tüm şebekeyi korunakta ve desteklemektedir. Rüzgar enerjisi santralleri teknik olarak bir zorluk olmadan bu bileşik ağa entegre edilebilmektedir. Bu sayede yalnızca çevre ve halk sağlığı açısından zararlı maddeler taşıyan yakıtlardan kaçınılmak-la kalmayıp, çok sayıda yeni enerji santrali inşaatına da gerek olmayacaktır. Avrupa'da özellikle şebekesi zayıf olan enerji dağıtım kuruluşları şebekeyi destekleyen yüksek teknolojili rüzgar enerjisi santralleri ile ilgilenmektedirler.
Rüzgar estiğinde ve rüzgar enerji santralleri elektrik şebekesini beslediğinde, başka bir yerdeki konvansiyonel enerji santralleri kısılmaktadır. Bu süreç fizikteki enerjinin korunumu kanunundan ortaya çıkmaktadır. Yani rüzgar elektriği üretimi, enerji üretimindeki kömür, doğal gaz, petrol ve (Avrupa'nın bazı kısımlarındaki) uranyum gibi zararlı madde taşıyan yakıtları doğrudan bastırmaktadır.

Rüzgar enerjisi santralleri yakıt tasarrufunun yanı sıra bileşik şebeke içerisinde konvansiyonel enerji santrali kapasitelerinin de yerine geçebilir.

Rüzgar enerjisi sektöründe 150.000 kişi çalışmaktadır. 2010 yılına kadar genişlemenin aynı şekilde sürmesi halinde, rüzgar enerjisi alanındaki işyerleri 300.000'i bulacaktır. Fosil enerjiler üzerine kurulmuş olan bir ekonomi için bu, birçok ek iş yeri anlamına gelmektedir. Ayrıca rüzgar enerjisinin, küreselleşmenin yaşandığı bu dönemde bölgesel ve ulusal değerlerin yaratılmasına katkısı olacaktır. Ancak "yeşil elektrik" tarifelerinin ve alım garantilerinin kesin olduğu ülkelerde iş yerleri sayısında artış olmaktadır. Yani ancak yasal düzenlemelerle rüzgar enerjisinin kullanımından yararlanılabilmekte ve bu alanda kalıcı yatırımların yapılması teşvik edilebilmektedir.

Yüksek teknoloji
Rüzgar santralleri, yüksek teknolojiyle çalışan santrallerdir. Aslında çalıştıkları yöntem çok karmaşık değildir. Kanatlar, rüzgarın enerjisini içine alarak, bu eneriyi önce mekanik rotasyon enerjisine, sonradan, dinamo-prensibinde olduğu gibi, bir jeneratör üzerinden elektriğe dönüştürmektedir, Elektrik üretim gücü ağırlıklı olarak rüzgarın hızı ve kanatların çapına bağlıdır. Rüzgarın hızı türbinlerin yüksekliği ile artmakta ve büyük kanatlar yardımıyla daha çok enerji kazanılabilmektedir.

Kanatlara özel bir şekil vererek yukarıya doğru çekim Kuvveti prensibine göre çalışmaları sağlanabilmiştir. Gelişmiş rüzgar santrallerinin yapımı için, mühendisler uçak yapımında edinilen deneyimlerden yararlanmışlardır. Kanadın alt yüzeyinde hava akımı yüksek basınç oluşturmakla, üst yüzeyinde ise hava çekimi meydana gelmektedir, ikisi bir çekim kuvveti oluşturmakta ve kanatlar hareket e:meye başlamaktadır.
Bugün uç kanatlı yatay konumda olan kanatların kullanımı yaygındır. Mekanik olarak daha çok yüklenilebildiğî, görsel olarak daha orantılı olduğu ve daha az ses ürettiği için bu Kanat türü tercih edilmektedir.
Genellikle Kanatlar, rüzgarın 11-l5m/s hızla esmesiyle bile jeneratörü oldukça verimli halde çalıştıracak şekilde yapılandırılmışlardır. Hafif rüzgarlar bile yüksek verimin elde edilmesi için yeterli olmaktadır. Rüzgarın çok hızlı esmesi durumunda dengeli bir verimin sağlanabilmesi açısından, güç bir miktar azaltılmaktadır. Santralden çıkan güç, modern tekniklerin devreye girmesiyle, elektrik ağına "yumuşak" bir şekilde iletilmektedir. Böylece aklanın sırasında oluşabilecek kazalar önlenmiş olmaktadır.
1.500 kilowatt kW) gücünde modern bir rüzgar enerjisi santrali. 1980 yılındaki bir türbinin 50 katı kadar güç üretmektedir. 5.000 kW gücünde santraller geliştirilmiştir. Bunların yıllık enerji üretim gücü, 1980 model santrallere göre 500 kat fazladır. Buna paralel olarak yıllık enerji üretimleri %40 artış göstermiştir.